Ağustos 31, 2009

adın neydi.

If everywhere is somewhere, would that make anywhere everywhere?
Sence yapar mı?
Bence olabilir.

not for sale.

seni seviyorum yastığımın soğuk yüzü. nasıl bir şeysin ki sen böyle anlamıyorum. yumuşaksın hep. ne zaman kılıfını değiştirsem hiç alınmaca küsmece yapmadın hem.
ama bazen sıcak oluyosun ya.
hayır olma.

you will see.

saç. kestirmeli mi, kestirmemeli mi. o kadar uzun zaman uzatmışım ama kolay değil ayrılmak ama. of bok.
günün gezisi: karfır.
günün şarkısı: get tugedır. (madonna ya.)
günün dizisi: acemi cadı. (kanal d tekrarları var artık.)
günün ismi: deniz. (özgür.)
günün korkusu: saç.

rain down.

heh unuttum bak günün şusu busunu. hemen yapayım.

günün şarkısı: tüm kings of convenience şarkıları.
günün filmi: stranger than paradise.
günün kelimesi: bohem.
günün bokişi: fiyat listesi.

cayman islands.

sabah 10 da kalktım bugün. mtv de top 10 at 10'de radiohead varmış şansıma. sabah sabah 10 radiohead şarkısıyla uyandım resmen. kafam iyi gibi o yüzden.

o diğil de ne anlatçam ben. geçende yürürken düşünüyodum, daha önce hiç bi yakınım ölmedi geyiği vardır ya. benim de öyleydi. dedim bunu biloğa yazayım ben.

bunu dediğimin ertesi günü dedemin ölüm haberi geldi. daha önce başıma gelmemiş olmasına sevindim. kötü bişeymiş.

yalnız artık korkuyorum. şu domuz gribi olayından bi gün önce sultanahmetin kapısının önünde ingilizce hadisler vardı onları okuyodum. insanın sahipken kıymetini bilmediği iki şey sağlık ve boş zaman gibi bişey vardı. o zaman sağlık ne kadar önemli lan demiştim kendi kendime ve ertesi gün domuz gribi olduğumu sandık. falan. garip şeyler. neyse düşünmeyeyeyeyeyeyim.

Ağustos 29, 2009

kroket-kırocat.

radiohead in street spirit(fade out) isimli güzide eserinin klibi dünyanın en güzel klibi. izlemeye de dinlemeye de doyamıyorum lan.

tombul kuş.

gençlik filmi idi o. heath ledger'ın muhteşem saçlarıyla bir filimdi.

başlayalım.
günün şarkısı: musik non stop. (blog bekler.)
günün ismi: jude! (jamie de olabilirdi doğrusu ama. seda sana bırakıyorum bu şanlı görevi.)
günün web sitesi: yutup. (dns adına.)
günün dizisi: how i met your mother! (lan o günün değil yılın dizisi bile olur.)
günün filimi: 10 things i hate about you. (heath ve saçları hatırına.)
günün güzeli: penelope cruz. (eveeet!)

signed..sincerely me..

eveet. yepisyeni kararımız günün şusunu busunu yapmak. hadi uygulayanzi. -he bi de bunu bitakım güzel isveç insanlarından çaldığımızı itiraf etmekte yarar görüyorum-

günün şarkısı: Kent-Musik non stop(e ilk gün bu olmalıydı tabi yea)
günün ismi: Su(su gibisin içmek istiyorum)
günün favourite web sitesi: İsmek(ehe)
günün dizisi:Zoey 101(i love nick)
günün jamiesi:

daşkı devnu.

şu dizinin yeni bölümünün fragmanını izleyince çok yüksek sesle hasiktir dedim.

pelin'in bir stili var.

maykıl ceksının doğum günüymüş müş bugün. bir takım haberler ölmek yerine öldürüldüğünü savunsa da ceksının hala ölmediğini düşünenler bile varmış. hatta onu bırak elvis in ölmediğini varsayan topluluk bile bulunuyormuş. sanırsak.

uykusuzum benim biricik sevgilim.

lan lan lan. öyle heycanlıyım ki o kadar olur. o kadar olur ki uzun zamandır ilk kez sayfalarını heycanla çevirdiğim bi uykusuz okudum dün. of negzeldi yea. hepsini okudum bitirdim yine uzun zaman sonra ilk kez.

ilk ersini okuduktan sonra bakınıyodum neler var deyu, sayfayı bi çevirdim o da ne?!?! ALpay Erdemcim ve "Ben" en eski penguyendeki haliylen karşımda duruyör ööylecene(gerçi arkaplan pembe değildi). ağzı kulaklarına varmak diye bişey oldu. sonra hemen ilk sayfada ikinci yıl notuna baktım yok, onla ilgili bişey yok. neyse devam ettim karıştırmaya anam gelsin esin özbekler. şimdi soruyorum noluyoruz lan? keşke temelli gelmiş olsa alpayım be. neyse şimdi araştırayım.

o diğil de o gelmişse bi de cem dinlenmiş istesem abartmış olur muyum ki? :P

editto: evveeet! geçmiş geçmiş. alpay erdem cici'den uykusuza geçmiş. yalnız geri kalmışım biraz ya cici diye bi derginin varlığından haberdar değildim. neyse penguen artık iycene sucks! ehe.

Ağustos 25, 2009

the long island sound.

yine gezdim anamla beraber. yine gördüm eczane poşetlerinden örgü şişleri ve ev terliği fırlayan teyzeleri. yine terledim ben, yine sıkıldım. bu kadar.

Ağustos 23, 2009

hamidiye su içmeyin beni deli etmeyin.

domuz gribi lağn. böyle şeyleri ciddiye almayıp "ohoo her sene bi bok çıkarıyolar valla" diyerekten tiğye alan ben kendimin ağzını kırayım. hayır zehirlenince de aynı belirtiler oluyo belki ama insan bi düşünüyo neden "genç yaşında öldü kızcağz" ben olmıyım diye. hem alamancı kuzenlerim getirmiş olabilirdi gağyet virüsünü. en çok iletişimde bulunan olarak ayvayı ilk yiyen de ben olabilirdim. neyse şimdi iyiyim çogşükür.

ama ödüm bokuma karışmadı değil. hayır değil. adı bile kötü ya. allam ölceksem de kendi bokunda yaşayan bi hayvanın gribinden ölmeyeyim yareppimdinimizamin dedim resmen. kuşlar güzel hayvanlar bak o olabilirdi misal. hava keseleri falan.

he bi de başlık hususunda ciddiyim. içerken musluk suyu bu hocu dediydim zaten de soğuk olunca içiriyo yine kendini. kanmayın siz. hem duydum ki çöpten boş şişeleri toplayıp kendi yöntemleriyle kapatıyolarmış ağzını satıyolarmış sonra biz bilinçsiz tüketiciye. aman diyeyim. otobüs duraklarındaki bıcırıklara acır alırdım da artık buna bir son demek gerenkmiş. hayır sonra domuz gribi falan.

Ağustos 21, 2009

elle n'a pas les cheveux longs.

kustum lan. az önce. karnım kasıla kasıla. kusmuğumun kokusunu içime çektikçe tekrar kustum. oldukça çirkin anlardı.

previously on lost.

benler var ya hani bacakta, kolda. acaba sayıldıkça arttıkları doğru mu ki.
evet, sawyer gelsene bize de 'freckles' de o halde, biz benlerimizi sayarken. düşük omzuna rağmen. gel sen.

Ağustos 19, 2009

kocaman bir sakız var, toy box.

lan neyden korkuyorum biliyo musun. şimdi hani çöp atarken çöp kutusundan atlayan, sıçrayan vs. kediler var ya. düşündüm de mesela gün gelir de, kedi çöp kutusunun içindeyken birisi gelir de kapağı kapatırsa, kedi günlerce poşetleri yırtarak zaman harcarken ben gelsem, kapağı kaldırsam çöp atmak için.
ilginç ölümlerden biri olur muydu acaba.
tamam, ölmem biliyorum.
ama komik olurdu lan.

Ağustos 18, 2009

army of me.

farmville ne de güzel bir oyunmuş. soybean almaktan sıkıldım ama. çileklerim kurumasın sakın!
inek de almalıyım yakın zamanda.bir günde oluyor sütü valla.

bellonalanmak lazım.

he mim. he simge. he mim.

Hangi şehirde yaşıyorsunuz?


tuğbanağ: tekirdağ ama istanbul ama tekirdağ.
sedanağ: ıstanbul ıstanbul.

Mesleğiniz?
öğrenciyiz ezelden.
Blog yazmaya başlama kararını nasıl aldınız?

ikimizin de yalnız oluşu, çareyi birbirimizde bulup saçmalıklarımızı herkesle paylaşma isteğimiz falan.
Ne kadar süredir blog yazıyorsunuz?

beraber olaraktan iki ay, sedanağ nın ayrı bir geçmişi var tabiğ.
Bloğunuzu hangi sıklıkla ziyaret edersiniz?
yaz için her gün diyelim her gün olsun.
PC açıldığında bloğunuzu açmak kaçıncı sıradaki iştir?


tuğbanağ
: iki ya da üç.
sedanağ: beş ya da altı.

Başka bir blog sayfasında görüp aldığınız bir şey ya da gittiğiniz bir yer oldu mu?

ı ıh.
Bloğunuzda hangi konularda yazmak sizi mutlu eder?

saçmalamak, saçmalamak, saçmalamak.
Bloglarda gördüğün diğer blog arkadaşlarını eklemekte seni cezbeden ne olur?
yok böyle bişi.
Blog aracılığıyla para kazanma fikrine nasıl bakıyorsunuz?

olsa da yesek.
Blog arkadaşlarınızla buluşma, bir araya gelme fikrine ne dersiniz?

yok arkadaşımız falan. sanal dostluklara sıcak bakmıyoruz pek.
Bu soruları kim(ler) cevaplasın?
isteyen cevaplasın, çekinmece gücenmece yok.

ayrıca her soruyu tek tek çoğul yapmak beni yormadı değil.



sana kek yaptım.

halı yıkadım ben bugün. hem de arap sabunu ilen. akan o pis sarımsı sıvının ise kir mi yoksa halının boyası mı olduğunu anlayamadım.
belki de arasında bişey.

anlatmak istediğim birtakım şeyler var evet.

alamancı kuzenlerime istanbulu gezdirme çabalarım misal.

-varan 1 / istiklal-ortaköy-üsküdar

ehele negzelmiş burası ehiehi diyerekten her buldukları pasaja, mağzaya girdiler ben de köpek gibi süründüm peşlerinde, sonra o gün sokak festivalinin olduğunu hatırladım, götürdüm pandomim konser falan izlettirdim lakin kısa film gösterimlerine yönetmen söyleşilerine götürttürtüremedim lan! içimde kaldı. neyse istiklalden ortaköye, ortaköyden de üsküdara geçtik, iki deniz görünce dipleri düştü tabi. ehe.

-varan 2 / büyük-kada

açmadı bunları pek. sakinlik huzur falan onlara göre değilmiş. onu anladım.

-varan 3 / bağdat caddesi-caddebostan sahilsi

iki top dondurmaya 10 yatele vermek çok zevkliydi gerçekten de.

yalnız bu misafir olayının en kötü yanı da sabah kalktığında tuvalet sırası beklemek be. beklerken tekrar uyuyorum orda burda. tüh kısmet.

hikmet.

en kısa zamanda bilöğü başka biryerlere taşımayı öğrencem kısmetse. hiç bi boku değiştiremiyoruz. ikimiz de basit birer yazar parçasıyız. yönetici yok piyasada ayarlarlan oynıycak. ben çokakıllı olduğumdan hep bunlar.

o diğil de şu mim olaysını tubanağ yilen birarararaaya gelmeden yapamayız. olmaz. bu bize yakışmaz. hayır kısa kağkül de yakışmaz ama her yaz en az bir kez "kısa kağkül" faciyası yaşar oldum ne hikmetse.

kablosuz kablonet.

2012=20+1+2=23

hasktir.

Ağustos 12, 2009

zeynep komseri duydun.

son zamanlarda etkilendiğim iki şey oldu.

derdeva.com un domeynindeki kelime oyunu. etkilendim evet.

bi de yaz MODAsı MADO sıloganı. millet düşünüyor tabi.

who could win a rabbit


ya daha şimdi masaüstü resim klasörümün içinde duran yavru aslanın atağa geçmeye çalışan havalı pozunu gördüm. ahah. çok komik bu. yeni traş olmuş gibi. kısacık saçı ve cesaretli yüreğiyle.

çılgınlar kampı.

çılgın dersaneye her zaman bi sempatim olmuştur. fragmanını bile izlemiş deyilim lakin adı çılgın ya. ondan olabilir. bence çılgın dersane güzeldir.

axess-axxes kazandırır.

he kendin kendinle mesajlaşmak demişim ya. o diğil de. kendin kendini arayıp meşgul çaldığını gördüğün ilk an var ya o an işte o an karnın ağırdığı bi an.

wake me up before you go-go.

lan.lan benim bazen gidip inadına 'çılgın dersane' yi falan sevesim geliyor. öyle olmasını istediğimden değil, sadece tüm sanat dünyasına, imdb de kaç puan aldığına, kaç kişinin ondan nefret ettiğine ve aşağıladığına bakmaksızın. rahatlamak istiyorum. toplum içi popülaritenin bizi kasıp kavurmasına, tıpkı bir merinos koyunu yapmasını da istemiyorum ben.

Fitoform.

birtakım hayalkırıklıklarım var sabah sabah.

-cebimdeki 1,55 yateleyi gördükten sonra uykusuz alırım lan benbunla ekiehi diyerek bakkala gidip uykusuza zam geldiğini görmem misal. gayet yıkıcıydı.

-amcama ikiyüzbini sonra versem olur mu ki yeağ diyip aldıktan sonra bugünün çarşamba olduğunu ve yarın yeni sayısının çıkıcağını fark etmem. yok olmuyo. yeni sayısı çıktığı anda eskisi eskiyo benim için. gündemi de okumuyorum aslında ama. nebleyim. öyleh.

-aşkığ memnunun sezon finaline gelmesi tutkuyla bağlı olduğum bi bok kalmaması en fenası.

-ayrıca bugün akşam alamancı kuzenlerimin gelicek olmasından bahsetmiyorum bile.

Ağustos 11, 2009

kört.


insan böyle tatlı olsun hep.

Ağustos 07, 2009

deme ya.

bazen kendin kendinle mesajlaşmak iyidir. ruhu gençleştirir.

Ağustos 05, 2009

from the top of the mountain.

ama hayır. aşkı memnu bi yere kadar da 'na nan na selena' ya ne demeli peki. sabah kahvaltılarımı hades süslüyor. hemen ardından giren kosla veniş reklamının diziyi böldüğü an içimin burkulduğu bile oluyor doğrusu. ama o boşluğu dolduracak bişeyler çıkıyor mutlaka ki.

hamile ve çocuk. içinden çıkıcak küçük canavar için bir metrekatre genişliğinde şişen karın. korkutucu. hem ülkemizin gelecek yüzyıldaki siyasal ve de sosyal özellikleri düşünülecek olursa (misal küresel ısınma) böyle bir dünyaya çocuk getirmek pek de mantıklı değil gibi.

Ağustos 04, 2009

hush hush.

hem de nasıl. özledim. gerçekten. hem de bitsin tatil. resmen bitmeyen tatil yapmışlar.
sıkıntıdan doktorlardan sonra aşk-ı memnu fanı oldum. aşk-ı memnuğ. tekrar bölümleriylen haftaiçi her gün sabahın köründe kanal değde. hatta sabahın körünün yayın akışını sayayım sizlere. sabah 9 da şovda doktorlar(ben finaline kadar izledim sonra başa döndürdüler terk ettim ben de tabiğ), atevede saklambaç saklambaç(muhteşem oyuncumuz sibel can için bakıyorum arada), starda kanal değde yabancı damat(aşk-ı memnuğyu beklerken bakmak zorunda kalıyorum, biraz da niko için olabilir ehe). tiğentide will and grace, less than perfect, 8 simple rules falan, cenebeceğede ekonomi. FALAN. reach out touch me. ulan hilary. allah belalarını vermesin.

hamile kadınlar çok korkunç lan. canlı kanlı şişik karınlı görmeyeli bayağ olmuş idi.

Ağustos 01, 2009

are you happy now sedanağ.öperim yanaklarından.

nazo nazo nazo nazo.nazo.kolbastımsı dansın reklamda kullanılırsa müziği de bu olucaktı pek tabi. ama bakıp gülmem mi yoksa bazen olduğu gibi bir takım televizyon insanının yaptığı komikliklerden nedeni bilinmezsizce utanıp kanal değiştirmem mi kestiremiyorum.